25 Şubat 2008 Pazartesi

MODA TASARIMCILARI DERNEĞİ


Türkiye’ de moda tasarımcılığı adı altında farklı kurumlar var. Fakat, başkanlığının Bahar Korçan’ nın yürüttüğü, Moda Tasarımcıları derneği çok profesyonel modacıların birlik olup yürüttüğü ve gençlere de öncülük ettiği bir kurum. Kurucuları; Bahar Korçan, Arzu Kaprol, Ümit Ünal, İdil Tarzı, Özlem Süer, Hatice Gökçe, Hakan Yıldırım ve Ezra & Tuba Çetin.
Vizyonları; Türkiye de moda tasarım sektörünün, dünya moda akımlarının oluşumunda belirleyici bir ‘’ ekol ‘’ haline gelmesini sağlamak.
Misyonları; İstanbul odaklı Türkiye’yi dünyanın ‘’ Moda Tasarım Havzası’’ yapmak; Kenti bizzat tasarım nesnesi olarak ele alıp, İstanbul’ un kültürel katmanlarını tasarımla buluşturmak. Tasarımın katma değer yaratan rolünü, çok yönlü medya iletişimiyle kamuoyu gündemine taşımak. ‘’ Yaratıcı marka’’ olmak isteyen ‘’Sanayi’’ ile ‘’ Özgün- Yenilikçi’’ olmak isteyen tasarımcıyı buluşturmak. Türk moda tasarım sektörünün mesleki tanım ve standartlarını oluşturmak ve etik değerlerini belirlemek. Türk moda tarihinin ve moda tasarımcılarının arşivini oluşturmak. Moda tasarımcıları ve ilgili disiplinler arasında iletişim ve işbirlikleri geliştirerek Türk moda sektörünün gelişimine katkıda bulunmak…

Neden moda tasarımcıları derneği diye sorarsanız?
Ülkede moda tasarımı konusunda talep artışının olması ve sektörün henüz oluşmamış olması, tasarım pazarının oluşmamış olması, ayrıca standart ve etik değerlerin belirlenmemiş olması.
Buluşma platformu eksikliği, tasarımı ticari değere dönüştürecek kanal eksikliği, sektörel hafıza eksikliği, tasarım yönetimi yapılamamakta ve en önemlisi kavramsal kargaşa.
Moda tasarımcıları derneği üyelerine neler sağlıyor?
Yurt dışı fuarlara katılma imkanı, yurt içi fuarlarda stant desteği, firma tasarımcı eşleştirmeleri, moda etkinliklerinde ürün sergileme imkanı, ulusal ve uluslar arası basın iletişim desteği, iç piyasada metrekare sağlama desteği, projelerde yer alma imkanı.
Moda tasarımcıları derneğine kimler başvurabilir?
4 kategoriden oluşan kişiler moda tasarımcıları derneğine başvurabiliyor.

1) Moda tasarımcıları; en az 10 senedir moda tasarımcılığı yapan, yurtiçi-yurtdışı fuarlara katılmış, en az bir defile, sergi, gösteri düzenlemiş yada koleksiyonu hazırlamış, kendi şirketini kurmuş, markasını yaratmış, istihdam sağlayan ya da firmalara koleksiyon hazırlayan yada firmalara tasarım danışmanlığı yapan kişilerdir.
2) Genç moda tasarımcıları; 0-10 sene arası moda tasarımcılığı yapan ve moda tasarımcıları kategorisi kriterlerinden en az birini yerine getirmiş kişilerdir.
3) Destekçiler; Sektöre ve derneğe katkı sağlayan kişi ve kurumlar.
4) Gönüllüler, üniversite ve eğitim kurumların öğrencileri ve yeni mezun gençlerin oluşturduğu grup. Dernek proje ve organizasyonlarına destek verecek kişilerdir.
Ayrıca gönüllü üyeler, tasarımcılar ile tanışma fırsatı ediniyor ve staj programından yaralanıyor.
Bence, modaya gönül veren tüm tasarımcı arkadaşların burada buluşması vizyonları açısından çok önemli. İnovatif fikirler üretip, tekstil ve moda sektöründe yer almak istiyorsanız bu ve benzeri derneklerde yer almanız gerekli diye düşünüyorum.

17 Şubat 2008 Pazar

ÖNCE MÜŞTERİ (CRM)



Müşteri ilişkileri yönetimi (CRM) firmanın büyüklüğüne ve içinde bulunduğu sektöre
bakılmaksızın tüm firmaların şu ya da bu şekilde uygulamaya çalıştığı bir model. Bir firma için temel amaç para kazanmak ve bu geliri sürekli hale getirebilmek.
Sürekli gelir ise ya sürekli yeni müşteriler elde etmekten ya da mevcut müşterileri elde tutmaktan geçiyor. İşte CRM bu noktada çok önemli.

Müşteri ilişkileri yönetimi ya da çok popüler kısaltması ile CRM, son birkaç yılda, her ölçekten şirketin stratejik ajandasında yer alan bir yatırım. Üzerine binlerce rapor yazılan, milyonlarca dolar yatırım yapılan ve hala gelişmeyi sürdüren bu alan acaba iş dünyası için neler vaat ediyor?
Öncellikle CRM pazarının son yıllarda nasıl bir gelişme sürecinde olduğuna bakıldığında karşımıza iş dünyasının yaşadığı büyük değişim çıkıyor. Dünyada, hemen hemen tüm pazarlarda rekabetin arttığı, ürünlerin pazara girme sürelerinin kısaldığı ve marjların düştüğü bir ortamda müşteriye daha etkin ulaşmak, müşterinin isteklerini anlayarak ürün ve hizmetleri bu yönde şekillendirmek de büyük önem taşıyor.
CRM’ in C’ si yani müşteri (customer) kavramının son yıllarda yaşadığı değişim gerçekten inanılmaz boyutlara ulaştı. Bu yeni döneme gelinmesinde birkaç temel nokta büyük rol oynadı.

. Ürün ve hizmet çeşitliliğinin inanılmaz biçimde artması ve müşterilerin tercih olasılıklarının çoğalması.

. Bilgi ve iletişim teknolojilerini etkin kullanan müşterilerin, bilgiye, rakibe ve eşdeğer ürünlere çok kolay erişebilir bir hale gelmesi

. Teknolojik yapılar, ürün ve hizmetlerin pazarlanmasından dağıtım kanalına dek iş süreçlerini değiştirdi ve müşterilere çok farklı kanallardan erişim sağladı. Bu aşamada müşteriyi elde tutmanın yolları da farklılaştırdı.

Müşteriyi elde tutmanın yolu

CRM bir kültürdür ve bu kültürün firmaya yerleşmesi zaman alır. Eskiden mahalle bakkalının uyguladığı sistem aslında müşteri ilişkileri yönetiminin temelini oluşturmaktadır. Mahalle bakkalı müşterilerini birebir tanır, onların hatırını sorar ve hatta ihtiyaçlarını tahmin ederek onlara hatırlatır. Böylelikle sadık müşteri portföyü oluştururdu. Bugün ise binlerce müşterisi ve yüzlerce çalışanı olan bir CRM kültürünün benimsemesi gerekiyor.
Yapılan birçok araştırma, müşteriyi elde tutmanın, yeni müşteri kazanmaktan çok daha karlı bir iş olduğunu ortaya koyuyor. Müşteriyi elde tutmak da, taleplerini tam anlamıyla karşılamak ve bunları kısa sürede kullanılabilir hale getirmekten geçiyor.
Müşteriye ihtiyaç ve arzularına göre farklı çözümler sunabilmek bu doğrultuda çok önemli.
Özellikle, 5 yılda bir müşterinin yaklaşık yarısını kaybeden şirketlerin buna acil bir çözüm bulması gerekiyor. Sonuç olarak CRM iş alanınız ne olursa olsun, müşteri ilişkileri ve müşteri ilişkileri yönetiminden geçiyor.